Dünya hayatını seviyor musunuz?
Duyuyorum, evet diyorsunuz.
Neden seviyorsunuz dünya hayatını?
Çünki dünya, yani yeryüzü, güneşi ile, denizi, ağaçları,çiçekleri,kuşları, yiyecekleri yazı ve kışı ile harika, kadını erkeği ile,sevgisi saygısı ile güzel bir yerdir.
Gezecek yeri çok.
Yiyecek eti, sütü, meyvesi çok.
Bu güzellikler içinde insan ölmek istemez, sürekli yaşamak ister.
Ama bir gün gelecek yaşayan “Her canlı ölümü tadacaktır.” Ali İmran 185
Ölüm gelmeden insan, Allah tarafından yaratılan nimetlerden yararlanır, iyi ve kötü işler yapar, sonunda Allah’ın huzuruna gider.
İnsan din gününü, hesap gününü düşündüğü gibi dünya hayatını da düşünmesi gerekir. Birini bırakıp ötekine ağırlık vermez. Zaten dünya, ahretin tarlasıdır. Tarlaya ne ekersen onu biçersin.
Bir zamanlar dünya da dünyada var olan hiçbir şey yoktu. Allah önce dünyayı ve içindekileri yarattı. Ne için yarattığını da bize bildirdi.
O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı . Bakara 29
Dünya insanın yaşayabileceği bir hale getirildi. Güneşi, yıldızları, ay’ı, denizi, dağları, ağaçları , çiçekleri, yerde sürünen hayvanları ve ayakları üzerinde koşan hayvanları ile dünya yaşayacağımız hale getirildi.
Yarattığı bütün bu şeyleri ne olduğunu, neye yaradığını da kitabı Kur’an’da anlattı.
Rahmat, Kur’an’ı öğretti. Rahman Suresi ayet ½
Dünya yaratıldı, yer yüzü döşendi, yani artık insanın yaşayacağı ev hazır hale getirildi, sıra içinde yaşayacak insanı yaratmaya gelmişti.
İnsanı yarattı. Rahman 3
Yaratılan bu insanın öğrenmesi bilmesi gereken bir şey daha vardı. o da isimlerin hepsini öğretmekti.(Bknz. Bakara 31)
İnsan bunu da öğrendi, sonra artık onu açıklaması, ondan yararlanması gerekiyordu, onu da yaptığını şöyle açıkladı.
Ona açıklama yapmayı öğretti. Rahman 4
Böylece insan için dünya hayatı başlamış oldu.
İnsan dünyaya gelmeden önce Allah insanın özüne, DNA’larına soruyor.
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Araf 172
“Sen bizim Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz.” Diyor insan. Araf 172
Böyle bir şeye neden gerek duyuluyor? Açıklama yine Kur’an’dan:
“Benim bundan haberim yoktu, demeyesiniz diye.” Araf 172
İnsan dünyaya geldiğinde o, Allah’ı tanıyacak bilgi ile geliyor.
Allah, ayrıca iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini de insanın özüne yerleştiriyor. Şems 7-8
Nefis, daima kötülüğü emreder. Yusuf 53
İnsanın içinde ve dışında onu etkileyen bir de şeytan vardır. Şeytan insana düşmandır. Allah, Şeytana uymayın diyor. (Bakara 168) Neden şeytana uymamamız gerektiğini de şöyle açıklıyor:
Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Bakara 168
O, size yalnızca kötülüğü, aşırılığı; çirkinliği-hayâsızlığı ve Allah üzerine bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. Bakara 169
Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki, insanın içinde, özünde insana kötülüğü emreden nefsi, bir de Şeytanı var.
Şeytan, gerçeğe ve akla aykırı hareket eden insanın içindeki ve dışındaki kötü düşüncelerdir. İnsan oğluna boyun eğip teslim olmayı kabul eden doğadaki güçler, İblis,yani şeytan teslim olmamış ve Allah’ın huzurundan kovulmuştur. (Bakınız Bakara 34)
Bunun üzerine Şeytan, insanoğlunun mutlu olarak yaşadığı yerden çıkarılması için kandırdı. Allah da:
“Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir yararlanma vardır” dedik. Bakara 36
Anasından doğan insan nefsi ve şeytan ile birbirine düşman olarak dünya hayatında yaşamaya başlıyorlar.
Şems suresinin 7 ve 8. Ayetlerinden anlıyoruz ki, nefis ve şeytan kötülüğü yanında iyinin ne olduğunu bilecek, kötülükten korunacak şekilde kendine özellikler verilmiştir. İnsanın iyilik yapma gücü, kötülük yapma gücünden daha kuvvetlidir.
İşte insanın doğumdan ölümüne kadar yaşayacağı dünya hayatı Allah tarafından verilen bu temel özellikleri ile başlıyor.
Allah, insanı yarattı, onun nasıl yaşayacağını biliyor. Ve yine biliyor ki, bazı güçlerin insanı aldatacaklarını da biliyor. Eğer bir aldatan varsa, bir de aldanan vardır. Aldatılmayın diye insanı uyarıyor.
Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Lokman 33, Fatır 5
Allah, dünya hayatı sizi aldatmasın dediğine göre dünyada bazı şeyler insanları aldatacaklardır.
Neler insanları aldatabilir?
Ya da insanlar niye aldatılabilir?
Veya insanlar niye başkaları tarafından aldatılabilir?
Mademki dünya hayatı aldatıyor, o halde dünya hayatı denilince ne anlamamız gerekiyor, bunu bir düşünmek gerek.
Para, mal, mülk dünya malıdır.
Otorite, güç, dünya malıdır.
Şiddetli arzu ve istekler dünya malıdır.
Müslmanım diyen bir insan, sabah kalkıyor, harika bir kahvaltı yapıyor, sonra traş oluyor, veya süsleniyor, en güzel elbiselerini giyiyor, öğrenci ise okula, bir işi varsa çalışmaya, ya da sokaklara gidiyor. Sigarasını içiyor, onunla bununla konuşuyor, anlatıyor, anlatılıyor, gülüyor, güldürüyor, akşam eve dönüyor, yiyor içiyor, televizyon izliyor, uykusu gelince de yatıyor.
Bir gün böyle geçiyor…
Ertesi gün de böyle.. Daha sonraki gün de böyle.. ve sonraki günler de..
Dünya hayatını yaşıyor, biri yardım isterse, edenler var tabii, yardım etmiyor, iş yapıyorsa tam hakkını vererek yapmıyor, sigara içiyorsa izmaritini sokağa atıyor, atmayanlar da var elbette, yalan söylüyor, para alıyor vermiyor, sabahtan akşama kadar oyun ve eğlence yerlerinde vakit geçiriyor.
Dünya hayatı ne kadar güzel değil mi?
Komşusu aç iken bu Müslüman onu görmüyor, duymuyor, kolay bir işi yapmak için rüşvet veriyor, rüşvet alıyor. Yalan tanıklık yapıyor, ondan lafı alıyor, ötekine taşıyor, yetim varsa itiyor, fakirlere dönüp bakmıyor, süslü pahalı elbiseler giyinip hava atıyor.
Ayrıca dünya hayatı Kur’an’a göre şudur:
Bilin ki iğreti dünya yaşamı, ancak bir oyun, tutkulu bir oyalama, bir süs, kendi aranızda bir övünüş, mal ve çocuklar konusunda bir çoğaltma yarışıdır. Hadid 20
Dünya hayatı insana süslü gösterilmiştir.
Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hala buna aklınız ermeyecek mi? Kasas 60
Hayatı devam ettirmek için dünyada insanlara çok nimelter verilmiştir. Ama asıl Allah katında verilenler hem hayırlı, hem de daha kalıcıdır. Bu düşünülerek hareket edildiğinde dünya hayatına adlanılmamış olacaktır.
Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme. Kehf 28
İnsan, kendini yaratanını unutmamalıdır. Kalb sürekli Allah’ı anmalıdır. Allah’ı anmak demek, sürekli bir şekilde ona Allah Allah demek değildir. Kur’an ayetlerine göre hayatını yaşamaktır Allah’ı anmak.
Nefsani arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır. Ali İmran 14
Bu ayete göre dünya hayatında olanlar sayılmış asıl varılacak güzel yerin Allah katında olduğu belirtilmiştir.
Bu yarıştan kurtulmak için yapılması gereken de Kur’an’a göre şudur:
Allah’ın sana verdiğinden ahret yurdunu ve dünyadaki nasibini unutma. Kasas 77
Bu ayetten anlaşılıyor ki, dünya hayatının süsüne, büyüsüne kapılıp ahret yurdunu unutmamalıdır bir Müslüman. Yani dünya hayatı ile ahret hayatını dengeli götürmelidir. O zaman dünya hayatına dalıp ahret hayatını unutmaz, böylece bir çok günahtan da kendini kurtarır.
Bu insanlar için Allah ne diyor biliyor musunuz?
İşte Allah’ın dediği:
Dünya hayatı sizi aldattı. Casiye 35
Eğer dünya hayatı sizi aldatıyorsa, size düşen görev, ona aldanmamaktır.
Aldanmamak için ne yapmalı insan? Şimdi şu ayete bakalım:
Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.Naziat 37,38,39
Ahreti unutup dünya hayatının gecici çıkarlarını tercih ederseniz, ölünce varacağımız yerin cehennem olduğunu unutmamız gerekiyor.
O zaman şöyle yaşamayı prensip etmeliyiz:
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah´a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah´ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır! Bakara 177
İçimizdeki kötü istekler ve çevremizdeki kötülük emreden kişiler ve kurumlardan uzak durmak dünya hayatına aldanmamaktır. Şeytanın görevi Müslümanı sürekli olarak aldatmak için ümit verip hayaller kurdurur, boş işlerle uğraştırmak için çalışır durur.
Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez. Nisa 120
Dünya hayatının görünen yüzüne bakar, onu yaşarsanız, ama ahret yurdunu düşünmezseniz kısa olan dünya hayatını yaşarsanız, sonsuz olan ahret hayatını da kaybedersiniz.
Onlar dünya hayatının, görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. Rum 7
Dünya hayatını yaşamak ve ahreti hiç düşünmemek, dünya hayatının sizi aldattığının en güzel delilidir. Kur’an’da dünya hayatı ile ilgili Allah’ın emirlerini görüyorsunuz da, ahretle ilgili olan ayetleri görmüyor musunuz? İşte böyleleri için Allah bakınız ne diyor:
Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir. Bakara 85
Dünya hayatı sizi aldatmasın, işte o:
Bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hala düşünmüyor musunuz? Enam 32
Saygılarımla…
Necmi AKGÜL
Not: Bu yazıyı sosyal medyada yayınlamak serbest bırakılmıştır.